20 Ağustos 2024 - Salı

İnsan Emeğinin Karşılığını Almalı

İnsan Emeğinin Karşılığını Almalı

Yazar - Dr. Ramazan Canural
Okuma Süresi: 3 dk.
229 okunma
Dr. Ramazan Canural

Dr. Ramazan Canural

-
Google News
  İnsan emeğinin karşılığını almalı. Almalı ama bazı sektörlerde bu mümkün olmuyor işte. Alın size tarım sektörü... 
Bu günlerde tarlada kalan ürünleri gördükçe içim cız ediyor. Çöpe giden paralar,emekler ve  umutlar...
      Kavun, karpuz, domates... ve  mesela bizim lavanta... 
Bu yıl hem aşırı kuraklığa bağlı verim düşüklüğü  hem de fiyatların çok düşük olması nedeniyle  lavantayı hasat etmedik.
Tarlada kaldı.
Lavanta yağının uluslararası fiyatı normalde kilo başına 60-70 dolar iken  bu yıl 15 dolara kadar düştü.  
      Zaten iki yıldan beri elimizde olan yağları satamamıştık. Bu yıl hiç olmazsa işçilik masrafını bari çöpe atmayalım, kalsın tarlada, dedik.
      Tarım Bakanlığı, her üründe,  bir ekim dikim planlaması yapana kadar bu trajedinin tekrarı kaçınılmaz. 
         
         SICAKLAR YİNE FENA BASTIRDI
   
Bu mevsimde Akdeniz Ülkeleri cehennem gibi. Türkiye, Yunanistan, İtalya, İspanya…
Hiç birinin diğerinden farkı yok. 
      Sıcaklar çok fena.
      Oysa geçen hafta Çekya, Slovakya, Avusturya gibi Orta Avrupa ülkelerinden gelenler,  oralarda havanın serin olduğunu, yağmurun da sık sık yağdığını söylüyorlar. 
      Normaldir. 
      Oralarda ormanlar gür, doğa yemyeşil. Biz ise elimizde bulunan mevcut ormanları bile yakmaktan çekinmeyen düşüncesiz  bir milletiz. 
      Boşuna dememiş Fatih Sultan Mehmet, ormanlarımı yok edenin kellesini uçururum, diye…
 
DÜĞÜNLER TAM GAZ
 
    Bu günlerde insanlarımız  peşpeşe düğünlere koşmaktan epey yoruldu. 
Yılın bütün düğünleri 2-3 aya sıkıştırılınca böyle oluyor. 
Oysa eskiden kışın da düğün olduğu için  bu kadar sıkışıklık olmazdı. 
Neyse ki düğünlerin olması  bana bir sevinç ve ferahlık veriyor. Yoksa nüfusumuz giderek azalacak ve ülkenin geleceği tehlikeye girecek. 
      Bir fıkra ile bitirelim:
      Sık savaşlar yüzünden tüm ülke gibi Reşo Ağanın da başı derttedir.  
Her yıl bir savaş  çıkar ve Reşo Ağanın yetişkin bir oğlu askere alınır ve birkaç ay sonra şehit haberi gelir.  
      Bir böyle , iki böyle, üç böyle; derken  o yıl  bir savaş daha çıkar.  
Artık  Reşo’nun canına tak etmiştir. 
Çünkü dördüncü oğlu da askere çağrılmaktadır. 
Bizimki, öfkelidir ve öfkesini asker toplayan görevliden alır:
“Padişah Efendimize söyleyin,  benim s.k.me   güvenip de  sağa sola savaş açıp durmasın. Bu gidişle evde çocuk kalmayacak…”
      İşte böyle dostlar!
      Çocuk önemli.  
Çünkü iyi bir gelecek için  neslin devamı şart…
#
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları