02 Aralık 2025 - Salı
İMRALI
İMRALI
Yazar - Dr. Ramazan Canural
Okuma Süresi: 5 dk.
29 okunma

Dr. Ramazan Canural
-Orta yaşlı adam, “Oğlum üç çay!” diye seslendi garsona.
Üç hemşeri, tarihi kahvenin caddeye bakan tarafında, kaldırımın kenarındaki masada sohbet ediyorlar.
En genç olanı gazeteci. İstanbul’da bir gazetede çalışıyor. Geçen gün annesinin hastalığı ağırlaşınca onu ziyarete geldi. Anne, oğlunu görünce sevindirik oldu. Bütün dertlerini unuttu garibim. Ah anneler!..
Bugün de, “Şöyle bir çarşıya çıkıp hasret gidereyim, hemşerilerimle ” dedi, gazeteci Gökhan.
Orta yaşlı adam sordu:
“Ee Gökhan evladım, anlat bakalım. İstanbul’da hayat iyi mi, kötü mü, zor mu?”
“Ne olsun Ali Rıza Emmi, durumlar mâlum. Türkiye’de gündem jet hızıyla değişiyor. Biz de yetişmeye çalışıyoruz.”
“Gerçekten doğru söylüyon be oğlum, memleket cadı kazanı gibi kaynıyor. “
O sırada çaylar da geldi. Deminden beri sessiz sedasız sigarasını tüttüren Osman Dayı söze karıştı:
“Sen ne diyon bu işe Gökhan?”
“Hangi işe Osman Dayı’m?”
“Hangi işe olacak, İmralı canisinin ayağına üç milletvekili gitmiş ya...
İnsanın aklı, havsalası almıyor.
Elli bin kişinin katili bu adam…
Tövbe tövbe.”
“Haklısın Osman Dayı.
İlk bakışta, düşünürsen, bu iş çok mantıksız. O kadar büyük hainliklere imza atmış bir adam. 27 yıldan beri de hapiste. Böylelerinin cezası bana göre idamdır.
Ama adam bir şekilde zamanında asılmaktan kurtulmuş. Kaderin cilvesi işte! Çok şükür terör belasını şu anda ülke içinden def ettik.
Ben çocuktum, siz daha iyi bilirsiniz o günleri. Binlerce asker, polis, öğretmen, kamu görevlisi, sivil vatandaş…
Hepsini kara toprağa verdik, genç yaşta. Kim yaptı bunları? Bu kansız ve şerefsizler! “
“Haklısın oğlum, neler çektik zamanında… Binlerce şehit ailesi var.
“Yalnız şöyle bir şey var.
Evet, bu adam katil, bir terörist , ama, Türkiye’nin de “Terörsüz Türkiye” diye bir hedefi var.”
Ali Rıza Emmi: “İyi ya işte oğlum, sen demedin mi demin, PKK terörünü ülke içinden def ettik diye…”
“Öyle ama Ali Rıza Emmi, PKK nın Suriye kolu YPG(SDG) olsun, İran kolu PJAK olsun hâlâ faal. Onlar kapsam dışı bırakılırsa bölgenin başı bu beladan yine kurtulamaz.
Bu şerefsizler Türkiye’nin zayıf bir zamanını yakalasalar Güneydoğu sınırından bize yine saldırırlar. Bu terör örgütü, yurt içinde ve dışında tamamen silah bırakmadan bize huzur olmaz.
Abdullah Öcalan da bu örgütün başı. Kendisi hapiste ama, hâlâ Örgüt üzerinde hatırı sayılır bir etkisi var.
Ha bir de şu var:
Millet sanıyor ki, Abdullah Öcalan’la devlet hiç görüşmüyor.
Öyle bir şey yok.
Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaati varsa, gerektiğinde, yetkililer teröristle de görüşebilir.
Ama bunun yolu yordamı vardır tabii. “
“Nasıl görüşür oğlum, devlet, bir caniyle. Bu yakışır mı?
“Osman Dayı, yakışıp yakışmama meselesi değil ki! Böyle yürüyor bu işler.
İngiltere İRA terör örgütüyle, İspanya ETA terör örgütüyle masaya oturarak terörü bitirdi.
Almanya’daki Baader Meeinhof da öyle.
“Biz neden bitiremedik Gökhan’ım?”
“Sebebi çok Ali Rıza Emmi. PKK her zaman dışardan çok destek aldı. ABD, Avrupa, İran, Rusya…
Ortadoğu’da kimin hesabı varsa bu işi kurcaladı. Biz iç cepheyi hiçbir zaman, Avrupa gibi sağlam tutamadık. Terörü iç politika malzemesi yaparsan, terör kolay kolay bitmez. Terör her zaman siyaset üstü olmalıydı.
Sonra Güneydoğu, Suriye, Kuzey Irak…
Bu bölgeler coğrafi olarak terörist faaliyetlere çok elverişli yerler. Geçmiş dönemlerde hükümetlerin de önemli hataları oldu. Sadece silah zoruyla terörü bitirmeye kalktık bir zamanlar.
Sonra “Çözüm Süreci” dedik ama iktidar partisi hariç, iç destek olmadı. Asker, polis ve istihbarat teşkilatları arasındaki uyumsuzluklar, FETÖ yapılanması… derken, bu günlere gelindi. Şu anda geçmiş dönemlere göre çok daha avantajlı bir durumdayız.
Ama hiçbir şey çantada keklik değil.
İşimiz yine de zor.
Allah milletimize yardım etsin.”
Hep bir ağızdan “amin” dediler.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları

