04 Mart 2025 - Salı
Bir 28 Şubat Sabahında Aklımdan Geçenler...
Bir 28 Şubat Sabahında Aklımdan Geçenler...
Yazar - Dr. Ramazan Canural
Okuma Süresi: 5 dk.
160 okunma

Dr. Ramazan Canural
- Hayır, yanlış anlamayın... Tam 28 yıl önce (28 Şubat 97) Ordunun Refahyol Hükümetine karşı yaptığı post-modern darbeyi kastetmiyorum. O ayrı bir trajedi de, bugün mevzumuz o değil.
Dün rahmetli Erbakan’ın vefat yıldönümüydü. Mekanı cennet olsun. Ülke için tüketilen koskoca bir ömürdü onunki.
Doksan yaşını deviren hasta annemin evinde bugün “nöbetçiyim.” Üç kızkardeş ve ben, 2 yıldan beri, 2 şer gün, sırayla annemizde “nöbet” tutuyoruz.
Bugün sabah kalktığımda saat 05.30 du. Annemin biriken çamaşırlarını makineye attım. Dün akşam getirdiğim kahvaltılık çorbayı ısıtmak için mutfağa girince karşıdaki çatıda titreyen zavallı bir kedi gördüm. “Şu çorbayı ısıtayım da, ekmeğe banıp atayım hayvancağıza,” dedim. O mutlu mesut sıcak ekmeği yerken, ben, ondan daha bahtiyardım.
Biraz sonra yatağının başucunda Kuran okuyan annemin sesi: “Bana az ekmekle bir tane mandalina getir oğlum .” Her sabah bu saatlerde bunları ister. Esas kahvaltıyı saat 10 da yapar. İstediklerini getirdim. Sabah namazının ardından kendime de bir kahvaltı hazırlayıp, bir taraftan radyoda sabah şarkılarını dinlerken, aklım, yine dün olup bitenlerdeydi.
Türkiye ne hareketli bir ülke! Diploma tartışmalarına girmiyorum bile… 28 Şubat 1997 de Komutanlar Hükümete post-modern darbe yaparken, -28 yıl sonra- bu defa Cumhurbaşkanı, Ana Muhalefet Partisi Başkanına sert çıkıyor: “Ayağını denk al, almazsan biz denk getiririz … “
Özgür Özel, Kuvvet Komutanlarına yakışıksız bazı şeyler söylemiş!
Dün terör örgütü elebaşısı, PKK’ya, “Kendinizi feshedin, artık varlığınızın bir anlamı kalmadı, Türkiye eski Türkiye değil,” dedi.
Bakalım feshedecekler mi?
1970 den 2025 e. Kaç yıl eder? Evet… Tam 55 yıldır bu ülke terörle boğuşuyor. Önce sağ-sol çatışması, sonra PKK terörü… Şimdi hedef “Terörsüz Türkiye” Keşke olsa!
Düşünmeye devam…
Örgüt şu anda dalı budağı kesilmiş ağaç gibi... Ama PKK’ nın bu aşamaya getirilmesi de kolay olmadı. Sağolsun, Cumhurbaşkanımız ve onun şahsında Türkiye Cumhuriyeti, Ordumuz, İHA’lar, SİHA’lar ve gelişen savunma sanayimiz…
Gerçi bir başka pencereden olaya bakanlara göre durum çok vahim. Onlara göre Kuzey Irak’ta terör devleti çoktan kuruldu, Amerika ve İsrail duruma hakim; biz boşuna vakit ve enerji harcıyoruz.
Yahu etmeyin, eylemeyin çeyrek asır önce, bırakın dünyayı, Ortadoğu’da adam yerine koyan var mıydı bizi, desek; onlar yine dudak büker. “Ülke aç,aç… Ekonomi berbat! Ne olacak bu emeklinin asgari ücretlinin hali?” derler. Biz de biliyoruz. Ama herşey ekonomi değil ki. Bazı kanalları izlersen Türkiye’nin geldiği yer, ateş çukurunun tam da kenarı! Her yönden eksideyiz…
Dünyaya bakıyoruz: Trumph delisi, Gazze Riviera’sı yaratma peşindeymiş! Kanada, Panama ve Grönland’ı da istiyormuş. Ukrayna’dan 500 milyar dolarlık nadir toprak elementi talebi varmış. Zaten elinden gelse dünyayı uzaylılara satar!
Gözlerimi dünyadan kendi ilçeme çeviriyorum: Biz seçimi kaybedeli bir yıla yaklaşıyor. İnanın seçimi kaybetmekten değil bizim hüznümüz. Biri kazanacak diğerleri kaybedecek, ne var ki bunda? Öyle de… Keşke kazananda birazcık vizyon olsaydı, hiç gam yemezdik. Ama o bir yıldan beri dişe dokunan hiçbir icraat yapmayarak bizi yine şaşırtmadı. En akılda kalıcı icraatı ise 60 civarında işçiyi işten çıkarması ve Hükümet tasarruf tedbirleri diye çırpınırken altına birkaç milyonluk makam aracı çekmek oldu…
Gerçi daha 6 yıl bile olmadı seçileli; inşallah bundan sonra katma değer yaratan projeleriyle bizi utandırır da kazanan ilçem olur.
İşte bir 28 Şubat sabahı aklımdan geçenler…
Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun!
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları