09 Aralık 2025 - Salı
Almadan Vermek Allah’a Mahsustur
Almadan Vermek Allah’a Mahsustur
Yazar - Dr. Ramazan Canural
Okuma Süresi: 4 dk.
81 okunma

Dr. Ramazan Canural
-Bu millet 80’li yıllardan beri kötü bir alışkanlık edindi: Kendimizi hiç sıkmadan hep kazansak!
5 liralık emek harcayıp 10 kazansak 15 kazansak! Kolay yönden şöyle bir köşeyi dönüversek!
Bugün Türkiye’de 17 milyon emekli, milyonlarca memur ve kamu işçisi var. Yani devletten maaş alan devasa bir kesim yaşıyor. Hâl böyle olunca, hükümetlerin en sancılı alanı da her zaman maaşlar ve sosyal güvenlik oluyor.
Son yıllarda emeklilere verilen düşük ücretler, iktidara, bu geniş kesimde ciddi bir prestij kaybettirdi.
Peki ya asgari ücret?
Yıllardır, ben daha bunu beğeneni hiç görmedim.
Haa bir de…kırk yıldır her seçim döneminde “asgari ücretten vergiyi kaldıracağız !” denir, ama bu gerçekleşmezdi.
Bunu yapan yine Erdoğan Hükümeti oldu. Bunu da teslim etmek gerek.
Bir başka gerçeğimiz daha var: Bu ülkede 38–40 yaşında emekli olunan dönemleri çok gördük.
Avrupa 65 yaş emeklilik için “erken” tartışması yaparken, biz milyonları 40’larında emekli ettik.
Son EYT ile 2,2 milyon kişi yine genç yaşta emekliler kervanına katıldı. Akıl tutulması gibi bir şey…
Bir de, bizde hiç bitmeyen bir kavga vardır: Milletvekili maaşları! Meclis’teki her zam kararından sonra aylarca bu tartışılır. Bana sorarsanız Türkiye standartlarına göre vekil maaşları yüksektir. Yüksek olmasına yüksektir de, asıl sorun belki bu değildir.
Asıl sorun emekli milletvekili maaşlarıdır. Gereksiz, ölçüsüz, toplumsal adalete tamamen ters bir yük.
Üstelik 600 milletvekili var ama, emekli olanlar herhalde bunun 5-10 katıdır.
Devlet yönetmek zor iştir.
Özellikle demokrasilerde…
Her kesimden şikâyet sesleri yükselir. Bir yandan çalışanlara ve emeklilere maaş ödeyeceksin, bir yandan eğitim, sağlık, savunma, adalet, altyapı giderlerini karşılayacaksın.
Eee tabii, bir de, yeni yatırımlara kaynak ayıracaksın. Bütün bu işleri dengede tutmak için para lazım.
Para nereden gelir?
Elbette vergilerden.
Peki vergiyi toplamak kolay mı?
Eğer adil bir sistem kuramamışsanız, hiç de kolay değildir.
Türkiye’de vergi gelirlerinin hâlâ %70’i dolaylı vergilerden oluşmakta: KDV, ÖTV… Yani fakiri de zengini de aynı oranda vuran bir vergi türü. Oysa adaletli olan dolaysız vergidir.
Kazananın kazancı kadar vergi vermesi.
Bizde dolaysız vergilerin payı %30. OECD ve Avrupa Birliği ortalaması ise %70.
Aradaki makasa bakın!
Adamlar sistemi kurmuş; biz ise maalesef!
Peki neden hâlâ adil ve kalıcı bir vergi reformu yapamadık?
Asıl cevaplanması gereken soru budur.
Gelelim en çarpıcı noktaya:
Vergilerin toplam milli gelire (GSYH) oranı Avrupa Birliği’nde ortalama %40. Bizde %23,5.
Bir kıyas yapalım:
FRANSA:Vergi / GSYH oranı %45
Bu ülkede:
Terör yok…
Asker sayısı 300 bin — (Bizdekinin yarısından az).
Bizde olduğu gibi; ülkenin etrafında terör ve savaş kazanı kaynamıyor.
Bizim gibi, şehirleri 100 milyar dolar zarara uğratan bir deprem felaketi de yaşanmamış.
TÜRKİYE : Vergi / GSYH oranı %23,5. Terörle mücadele, trilyonlarca dolarımızı ve 50 yılımızı yedi.
Büyük bir ordu besliyoruz
“Asrın felaketi” yaraları hâlâ sarılmaya çalışılıyor.
Komşularımızdaki kaos ve kargaşaya karşı daima uyanık ve teyakkuzda olmak zorundayız.
Peki sonuç?
Biz Avrupa Birliği’ ne göre;
Daha çok yük taşıyoruz ama daha az vergi toplayabiliyoruz.
Daha az vergi topluyoruz ama daha çok harcama yapıyoruz.
İşte Türkiye ekonomisinin temel çelişkisi de burada yatıyor. .
Oysa…
Almadan vermek, sadece, Allah’a mahsustur.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları

