18 Temmuz 2023 - Salı

Münafıklar

Münafıklar

Yazar - Dr. Ramazan Canural
Okuma Süresi: 4 dk.
433 okunma
Dr. Ramazan Canural

Dr. Ramazan Canural

-
Google News
      Günümüz insanı bir sürü  günlük meşgalenin arasında bocalayıp dururken  işin din ve inanç boyutunu çoğu kere ıskalıyor.
      Oysa şu kısacık hayatın  cerbezesine kapılıp da gaflet içinde yüzenler için uyarılar çok ciddi boyutlarda ve hesap çok çetin.
        İşte o uyarılardan biri:
“Münafığın  âlâmeti üçtür:
1- Konuştuğu zaman yalan söyler.
2-Kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder.
3-Söz verdiği zaman sözünde durmaz. “
      En güvenilir hadis kaynakları olan Buharî, Müslim, Tirmizi ve Nesai’de yer alan  bu dehşet verici hadisin muhatabı olan insan sayısı günümüz toplumlarında  o kadar fazla ki!
      İnsanlar su içer gibi yalan söylerken, verdiği sözü yerine getirenlerin sayısı artık parmakla gösterilecek derecede azalmışken insan bu hadisi hatırlayınca  gerçekten ürperiyor!
  “Kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder,” şeklindeki kısmı  kolayca test edemiyor olsak da,  artık   şunu tahmin etmek zor değil: 
        Hiç çekinmeden yalan söyleyen ve verdiği sözü yerine getirmeyen  biri, emanete de ihanet etmekte hiçbir sakınca görmeyecektir.
      Şimdi  gelelim işin asıl vahim tarafına. 
      Dinî kaynaklara göre cehennem her tarafı aynı olan homojen bir mekan değil. Yani cehennem de, dünyadaki bir çok şey  gibi,  kat kat ve derece derece. 
  Kur’anda  münafıkların cehennemde bulunacağı yer ise şöyle tarif edilmekte:
      “Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar; artık onlara (azabı kaldırmak için) bir yardımcı da bulamazsın.” (Nisa suresi, ayet 145)
Peynir ekmek yer gibi yalan söyleyip verdiği sözü tutmayanlara bir daha hatırlatalım dedik. 
        Son bir şey daha…
        15 Temmuz 2016 gecesi,  hiçbir kitaba, vicdana ve ölçüye sığmayan bir darbe girişimi yaşamıştık; ve bu girişim milletimiz tarafından kahramanca püskürtülmüştü. 
Yıldönümü kutlu olsun!
Ve bu bağlamda Bakara Suresindeki şu ibret verici ayetlere  bir daha kulak verelim:
“İnsanlardan, inanmadıkları halde,”Allah’a ve ahiret gününe inandık,” diyenler de vardır. Bunlar Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir. Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır. Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın,” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” derler. İyi bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir. Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın,” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler. İman edenlerle karşılaştıkları zaman “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz,” derler. Gerçekte Allah onlarla alay eder; azgınlıkları içinde bocalayıp dururken onlara mühlet verir."
      (Bakara, 7-14 ayetler arası)
      Sözün özü: Münafıklık çok vahim bir durum.
       Rabbimiz bizi o beladan korusun.
#
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları