01 Mayıs 2024 - Çarşamba
Münafıklık Çetin ve Çetrefilli Bir İş
Münafıklık Çetin ve Çetrefilli Bir İş
Yazar - Dr. Ramazan Canural
Okuma Süresi: 4 dk.
420 okunma
Dr. Ramazan Canural
- Hep dünyevî konulardan bahsedecek değiliz ya biraz da uhrevî konulara girelim.
Gerçi…
Bu yazı belki birçok kişinin ilgisini çekmeyebilir. Bizim vaaza ihtiyacımız yok, diyenler de çıkabilir. Hatta bu tür konular din adamlarının işi diye düşünenler de az değildir.
Neyse, neyse...
Bunların fazla bir önemi yok.
Ama konu önemli: Münafıklık….
Konunun önemi nereden kaynaklanıyor?
İki şeyden:
BİR: Münafıklık insanın ebedî alemini tarûmar eden çok vahim bir durum.
İKİ: Yaşadığımız toplumda münafıklık karakteri taşıyan insan sayısı az değil.
O halde konuyu biraz açalım:
İslamdaki imanî esaslara göre insanlar üçe ayrılır:
BİR:Müminler
İKİ:Kâfirler
ÜÇ: Münafıklar
Tam burada ilginç bir ayrıntı var ve biz buna hayatın gündelik telaşesi arasında yeteri kadar kafa yormuyoruz. Zaten hangi dini konuya gereken önemi veriyoruz ki, diyenler de haksız değil ? Bir dünya telaşıdır almış başını gidiyor.
Konu şu: Bir kişi müminse hep mümin, münafıksa sürekli münafık, kafirse hep kafir kalacak diye bir durum sözkonusu değil.
Hatta insan davranışlarındaki günlük değişimler, kişinin, aynı gün içinde, bu üç kategoriden her birine “gel-git” yapmasına neden olabilir.
Yani…
Son nefeste insanın hangi hal üzereyken ruhunu teslim edeceğini Allah’tan başka kimse bilmez.
İşte o nedenledir ki, mümin kişi bu tür konularda “garantici” bir ruh hali içinde olamaz. O, hep havf ve reca (ümit ve korku) arasında yaşamak zorundadır. Yani ne Allah’ın rahmetinden ümidini keser, ne de Allah korkusunu bir kenara koyar.
Onun için Anadolu irfanı bunu şu güzel cümleyle özetlemişitr:
“Allah kimseyi (son nefeste) imandan Kurandan ayırmasın. "
Bir başka enteresan konu da şudur: Bir çoğumuz belki iman ve itikad boyutunda işin en vahim olanının “küfür- kafirlik” olduğunu zannederiz.
Oysa Kurana göre öyle değildir.
En vahimi münafıklıktır.
Çünkü toplum için en tehlikeli olan kesim münafıklardır.
Kuran tarafından lanetlenmiş olan münafıklar güruhunun Rabbimiz tarafından en şiddetli şekilde cezalandırılması ise ilahi adaletten beklenen bir sonuçtur.
Nitekim yedi kattan oluşan cehennemin en alt katında münafıkların bulunacağını Allah(cc) Nisa Suresi 145. ayette vurgulamaktadır.
“Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar; artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın.” Maazallah bu ne ağır bir yük, bu ne acınası bir durumdur!
O halde ne demektir münafıklık?
İslama ve onun değerlerine inanmadığı halde, inanıyor görünmek, yani insanları aldatmaktır…
Peki münafıklığın alametleri (işaretleri) nelerdir? Bunun çerçevesini de Peygamberimiz (s.a.v) şu hadis-i şerifle net olarak çizmiştir.
Der ki:
“Münafıklığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman ona hıyanet eder.” (Buhari,iman,24)
Allah bütün müminleri bu illetten korusun...
Amin.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları