20 Aralık 2023 - Çarşamba

Ölüm

Ölüm

Yazar - Dr. Ramazan Canural
Okuma Süresi: 3 dk.
306 okunma
Dr. Ramazan Canural

Dr. Ramazan Canural

-
Google News
Her nefis ölümü tadacaktır," der, o meşhur ayette…
Tadacak evet… 
Buradaki "her nefis" ifadesini "her canlı" olarak da okuyabilirsiniz. 
Yani her canlı ölecek… 
Bazen kurtuluş dense de, ölüm,  insan için acıdır. 
  Hatta denir ki, "hangi yaşta olursa olsun, her ölüm erkendir." 
Önce bir salâ verilir.
Yanık yanık, nazlı nazlı ve insanı şöyle  başka âlemlere alıp götüren bir salâ…
İçinizdeki meraklı ses hemen sorar:
"Acaba  ölen kim…
Ben tanıyor  muyum ?”
Çok sürmez bu merak.
Salâdan sonra,  anons edilir, ölenin kimliği…
Tanıdık biriyse içinizden bir şeyler cız eder. Rahmetlinin siması gözünüzün önüne gelir. İyisiyle, kötüsüyle,  yaptığı şeyleri düşünürsünüz.  Ama daha çok iyileri!
Abdest alır,  camiye gelirsiniz…
  Mevta,  musalla taşında yatmaktadır.
Sessiz, sakin…
Cami avlusunda bekleşenler kendi aralarında fiskos etmekte cenaze namazını beklemektedir. Kimisi tarla tapan işlerini konuşur, kimisi siyasetin durumunu…
Cahit Sıtkı'nın  o  meşhur dizeleri  aklınızdan  geçer:
"Neylersin ölüm herkesin başında,
Uyudun uyanmadın olacak,
Kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında…”
İmam cübbesini  takkesini  giyip  yavaş yavaş yürüyerek cemaatin en ön safındaki  yerini alır.
Şimdi saflar oluşturulmuş sessizlik daha da artmıştır.
Tamamen manevi ve biraz da  ağır bir hava sarmıştır ortalığı… 
İmamın  sesi kulaklarınızda yankılanır:
"Merhumu nasıl bilirdiniz?"
Cemaatten karışık sesler yükselir:
Kimisi "iyi biliriz,"  der, kimisi, "Allah taksiratını affetsin!"
"Cenaze namazı kılacağız!"
"Er kişi" veya "hatun kişi niyetine" diyerek başlanır ve birkaç dua okunarak bitirilir.
Namaz bitince,  bir telaş bir telaş…
Ön saftakiler  musalla taşına hücum eder. 
  Tabuta omuz verilecektir…
Aman ha aman,  dikkat!
  Burada en küçük bir ciddiyetsizlik ve hatta bir gülümseme bile adeta sırıtır…
Sonra, sessiz, ama hızlı adımlarla mezarlığa varılır.
Mevta kabre konmaktadır…
İnsanlar şimdi hem aczini ve çaresizliğini düşünmekte, hem de içinden şunu geçirmektedir:
"İyi ki şu kabre konan ben değilim…”
O anda düşünmez bile…
Kaçış nereye kadar!
Her ne kadar şair  Behçet  Necatigil:
"Uzayacağa benzer
Tutuştuğumuz lades…
İşi gücü bırakıp,
Mezarlığa nazır
Bir eve taşındım…
Ölüm, sen beni aldatamazsın,
Aklımda…”
Diyerek, güya, ölüme çalım atmaya çalışsa da… 
Ölüm, kendisine çalım atılacak bir olgu değildir.  
Ve o…
  Bu âlemin en ölümsüz gerçeğidir!
#
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları